ARP TARİHÇESİ

Arp, çoğunlukla Klasik Batı Müziğinde kullanılan en eski, telli bir müzik aletidir. Arp’ın tarihi M.Ö. 3500 yıllarına kadar uzanır. Orta Çağ ve Rönesans döneminde Avrupa’da büyük bir popülerliğe sahipti.

Bir yayla ok atılırken gerilip bırakılan yay kirişi bir tınlama sesi çıkarır. Tek telli olan yaya değişik uzunluklarda teller ekleyip onların gerginlikleriyle oynayarak değişik sesler çıkarıldı. Sonraları sesi yükseltmeye elverişli bir gövde(tını kutusu) eklenince gerçek bir çalgı yapılmış oldu.

Bunlardan geliştirilen ilk çalgılardan biri “lir” di. Yunanlar ve Romalılar çok yaygın olarak kullandıkları liri Tanrı Hermes’in boş bir kaplumbağa kabuğuna teller takarak yaptığına inanıyorlardı.

Orkestralarda kullanılan dik konuma tutulan arp, çağdaş orkestra çalgıları arasında telleri yalnızca parmakla çekilerek çalınan tek çalgıdır. Arpın 47 teli ve yedi pedalı vardır. Pedalların yardımıyla tellerin sesi değiştirilebilir. Bu pedallar üç ayrı konuma getirilebilir. Böylece bir nota diyez ve bemol olabilir.

Notaları birbirinden ayırabilmek için notalara çeşitli renkler verilir; do telleri kırmızı, fa telleri ise siyah mavi veya koyu mavidir.

Arp diğer telli çalgılardan farklıdır. Yaklaşık 6 fit uzunluğunda, 7 numara gibi küçük bir şekil ve piyanonun beyaz tuşlarının notalarına göre ayarlanmış çeşitli uzunluklarda 47 tel var. Bir orkestrada genellikle bir veya iki tane harp vardır.

Arp belli bölgelerde başka adlarla ve başka şekillerle de var olmuştur.

Çeng, açık arplardan köşeli arplar grubuna giren çalgıdır. İlk örnekleri Anadolu, Mezopotamya ve Mısır’da görülür. Benzer çalgılar Azerbaycan’da çeng, İran’da çang, Gürcistan’da çangidir.